EMEKLİLERİMİZİN İNSAN ONURUNA YARAŞIR SEVİYEDE MAAŞ ALMASI EN BÜYÜK ÇABAMIZDIR
“Bugün kamu görevlilerinin en temel sorunlarından bir tanesi, çalışırken aldıkları maaş ile emekli oldukları zaman alacakları maaş arasındaki uçurumdur. Uygulamadaki yanlışlıklar, memurların emekli olduklarında maaşlarının neredeyse yarı yarıya düşmesine neden olmaktadır.
Özellikle alınan sair ödeme miktarı arttıkça kamu görevlilerinin çalışırken aldıkları maaş ile emekli maaşları arasındaki fark da artmaktadır.
Emekli maaşlarının bu denli düşük olması nedeniyle her yıl yüzbinlerce memur emekli olmaktan vaz geçmekte, emekli olanlar da gelirlerindeki azalma yüzünden büyük zorluklar yaşamakta, geçim sıkıntısına düşmektedir.
Türkiye Kamu-Sen olarak bu adaletsiz durumun düzeltilmesi için büyük bir mücadele yürütmekteyiz. Bu nedenle de memurların çalışırken aldıkları tüm prim, ikramiye, ek ders, nöbet ücreti, döner sermaye, ek ödeme gibi ücretlerin emekli maaşına esas kabul edilmesini talep etmekteyiz.
Nitekim 2006 yılında 5510 sayılı Kanunun ilk halinde bu yönde bir karar alınmış, bütün ek ödemelerden emekli primi kesilmesi kararlaştırılmıştı. Memurların ödeyecekleri prim artışının da devletçe karşılanması öngörülmüştü. Böylece memurlara yapılan bütün ek ödemeler emekli maaşı hesabına sayılacak, bu arada artan primler dolayısıyla memurların zarar görmesi de engellenecekti. Ancak o dönem, Kanun Cumhurbaşkanı tarafından veto edilince aslında bu hüküm veto edilmediği halde Kanunun yeni halinde bu uygulamadan vaz geçildi.
Bizim Türkiye Kamu-Sen olarak talebimiz Kanunun ilgili hükmünün 2006 yılındaki haliyle uygulanması ve bütün ek ödemelerin emekli maaşı ve ikramiyesi hesaplanırken dikkate alınması, ortaya çıkacak prim farkının da devletçe karşılanması yönündedir.
Bugün bazı sözde sendikaların memurlara bir faydası olmayacağı gerekçesiyle tüm ek ödemelerin emekli maaşı hesabına sayılmasının yersiz olduğu yönünde gerekçeden ve mantıktan uzak açıklamalarına şahit olmaktayız. Bu sendikaların bağlı olduğu konfederasyonun da yıllarca emekli maaşlarının yükseltilmesi talebini dile getirdiği düşünüldüğünde kendi beyanatlarının tutarsızlığı ortaya çıkmaktadır.
Hattı zatında bütün memurlarımız, talebimizin ne denli haklı ve yerinde olduğunu zaten bilmektedirler, ancak bu sözde sendikaların mücadelemizi baltalayarak kafa karışıklığı yaratma çabaları; bizleri üzmekte, kamu görevlilerinin haklarının korunup geliştirilmesi için mücadele ettiğini iddia edenlerin geldiği içler acısı durumu gözler önüne sermektedir.
Yıllardan beri memurlarımızın en büyük kanayan yarası haline gelmiş olan bu sorunun çözülmesi ve kamu görevlilerimizin emekliliklerinde ekonomik çöküntü yaşamaması için çeşitli alternatifleriyle hazırladığımız tekliflerimizi her platformda dile getirmeye devam edeceğiz.
Bu noktada yetkili sendikaların belirleneceği 15 Temmuz tarihine kısa bir sürenin kaldığı şu günlerde kamu görevlilerimizin haklarını baltalayan değil savunan sendikalara üye olması, gerçek sendikacılıkla yapay sendikacılık arasındaki farkın ortaya çıkması bakımından belirleyici olacaktır”
About Author
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
İlgili
News
