google.com, pub-8402204537413650, DIRECT, f08c47fec0942fa0 google.com, pub-8402204537413650, DIRECT, f08c47fec0942fa0 google.com, pub-8402204537413650, DIRECT, f08c47fec0942fa0
COVID-19’da olduğu gibi viral salgın hastalıklarla mücadelede en büyük yardımcımızın aşılar olduğunu belirten Medical Park Ordu Hastanesi’nden İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ali Kutlu, sonbaharda mevsimsel gribin pandemi sürecinde etkili olarak sağlık sistemini zora sokmaması için risk grubundakilerin yanı sıra gençlere de grip aşısı olmalarını önerdi.
Bazı uzmanlar sonbaharın gelişiyle birlikte vakaların yaklaşık yarısında grip virüsü (İnflüenza) ve COVID-19 virüsünün birlikte görülebileceğini öngörüyor. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Medical Park Ordu Hastanesi İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ali Kutlu, bu durumun hem klinik olarak kafa karışıklığına yol açabileceğini hem de vakalardaki hastalıkların daha ağır seyredebileceği uyarısında bulundu. Prof. Dr. Ali Kutlu, “Hem grip salgınının COVID-19’a karşı kafa karışıklığına yol açmaması hem de gribal enfeksiyonlardan korunmak için aşı olunması gerekli bir tedbirdir” diyerek önemli bilgiler verdi.
Kafa karışıklığı önlenmiş olur
İçerisinde bulunduğumuz salgın döneminde sağlık açısından kafa karışıklığına yol açılmaması için herkesin aşı yaptırması gerektiğinin altını çizen İmmünoloji ve Alelrji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ali Kutlu, “Normalde gebeler, 65 yaş üstündekiler, 5 yaş altındakiler (6 aydan büyük), akciğer, kalp hastalığı olanlar, böbrek, karaciğer yetmezliği olanlar, kanser, diyabet gibi hastalıklar veya ilaçlar nedeniyle bağışıklık sistemi baskılanmış hastalar, organ nakli yapılanlar gibi risk grubundakilere gribi daha ağır geçirdikleri için Ekim-Aralık ayları içinde grip aşısı olmaları önerilmektedir. Ancak özellikle bu yıl sağlıklı ve genç insanların da COVID-19 açısından kafa karışıklığı yaşanmaması ve gribal enfeksiyonlardan korunmaları amacıyla aşı olması önerilir. Ayrıca riskli gruplar bir bakıma bakteriyel enfeksiyonların tabloya eklenmesini önlemek amacıyla önemli bir zatürre etkeni olan pnömokoklara karşı da aşılanmalıdır. Bu aşılar halk arasında ‘zatürre aşısı’ olarak biliniyor. Pnömokok (zatürre) aşıları 2 yaş altı bebeklerde aşılama takvimine girmiştir. Riskli gruplar uzman doktor reçetesiyle Aile Sağlık Merkezlerinde bu aşıları olabilmektedir” diye konuştu.
Covid 19’da 6 adet aşı son aşamaya geldi
Pandemi döneminde olduğumuz bu süreçte aşı geliştirmeye yönelik çalışmaların insanlık tarihinde görülmemiş bir hızla devam etmekte olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ali Kutlu, “Normalde yeni bir aşının geliştirilme süreci ortalama 10 ila 15 yıllık bir süre alırken an itibariyle Covid-19 için 160 civarında potansiyel aday aşı üzerinde çalışmalar devam etmektedir. 6 adet aşı son aşama olarak kabul edilen faz 3 evresine gelmiştir. İlk veriler aşıların güvenli ve etkili antikor yanıtı oluşturduğu yönünde olup önümüzdeki birkaç ay içinde kullanıma girmesi beklenmektedir” dedi.
Aşılarla 30 farklı hastalık önlenebiliyor
Enfeksiyonlara yönelik aşıların geçmişinin neredeyse 230 yıl önceye gittiğini hatırlatan Prof. Dr. Ali Kutlu, son zamanlarda artışta olan aşı karşıtlığının toplum sağlığı üzerinde oynadığı rol ve tehlikeler konusunda ise şunları söyledi:
“Bugün 30 çeşit hastalığın aşılarla önlenebildiğini bilmekteyiz. Çiçek, çocuk felci ve kızamık gibi ölümcül enfeksiyonları yeryüzünden silen veya kontrol altına alan aşıların geçmişte kazandığı başarıları çok çabuk unuttuk. Geçmişin korkunç anılarını unutan toplumda son yıllarda korkutucu seviyede bir aşı karşıtlığı başladı. Aşı karşıtlığı bu hızla devam ederse üstesinden gelindiğini düşündüğümüz birçok hastalık tekrar salgınlar yapmaya başlayacaktır. Zayıflatılmış mikroplardan veya mikropların antijenik parçalarından hazırlanmış aşılar enfeksiyonlarla mücadelede ihtiyacımız olan süreyi ve silahları savunma hücrelerini uyararak bizlere sağlar. Bu sayede düşmanını tanıyabilen savunma hücreleri çok etkili ve hızlı bir şekilde antikor yanıtı oluşturabilmektedir. Aşıların bir başka olumlu etkisi de çok farklı mikroplara karşı güçlü bir doğal savunma yanıtı oluşturması, adeta uyuyan bağışıklık sistemini uyandırmasıdır. Örneğin verem aşısı (BCG) aşısı olmuş çocuklarda viral enfeksiyonlar yüzde 30 daha az görülür. BCG sarı humma gibi alakasız enfeksiyonlara karşı da koruma sağlayabiliyor. BCG yapılan çocuklarda ağır solunum yolu enfeksiyonları ve bunlara bağlı sepsis daha az görülmektedir. Başka aşılarında bu çeşit etkileri olduğu bilinmektedir. Sonuç olarak imkânı olan herkesin grip aşısını yaptırmasını, riskli grupların pnömoni aşısını da yaptırmasını öneriyorum.”
EKONOMİ
18 gün önceKÜLTÜR SANAT
08 Kasım 2024GÜNDEM
08 Kasım 2024GÜNDEM
08 Kasım 2024SPOR
08 Kasım 2024SPOR
08 Kasım 2024SPOR
08 Kasım 2024